Yaşam

Murathan Mungan’ın 995 km romanı hakkında meraklı okurlar için kısa bir inceleme

Özel içerik

Yazar ve şair Murathan Mungan bu kez özgün ve farklı bir eserle okurlarının karşısına çıktı. Yazarı takip eden biri olarak bu kadar sıra dışı ve ilgi çekici bir eser beklemiyordum. Metis Kitap etiketiyle raflardaki yerini alan romanı adeta bir solukta okudum. 995 km yazarın diğer kitaplarından çok farklı bir yapıya sahip. Bunlar güncel olaylar ve siyaset…

Murathan Mungan, romanında okurunu Doğu ve Güneydoğu’ya götürürken, aynı zamanda arıları da kovana sokuyor. Kitap hem bir polisiye hikâye hem de karanlık bir siyasi hiciv.

Bu sefer, Murathan Mungan’dan sürükleyici bir kara polisiye öyküsü. Mungan, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, karmaşık görünenin ise sonuçta su gibi berrak olduğu bir politik/psikolojik ortam yaratıyor.

Edebiyatımızda ender rastlanan beklenmedik bir kahramanın peşinde, ülkenin yakın geçmişinden tanıdık gelebilecek karmaşık ağların izini sürüyor. Bazı düğümleri çözüp yeni düğümler atarken okuyucuyu nefessiz bir yolculuğa davet ediyor.

Mungan romanıyla ilgili şunları söylüyor:

“Öğretmedim, hatırladım”

“Bu kitabı yazarken öğretmeyi amaçlamadım, hatırlatmak istedim.”

Peki Murathan Mungan bize neyi hatırlatıyor ve neye dikkat çekiyor? Yukarıda da belirttiğimiz gibi 995 km politik bir romandır. Öldürülen gazetecilerin, siyasetçilerin ve etkinliklerin romanı. Bir dönem Türkiye’nin kanayan yarası olan faili meçhul cinayetlere dikkat çeken romanda pek çok argümana rastlamak mümkündür.

995 km hafıza tazeleyicidir. Kitabı okuduğunuzda “Bu iş böyle mi yürüyor?” Bunun yapıldığını düşüneceksiniz. Polisiye romanları her zaman sevdim; Hele ki bu politik bir dedektif hikayesiyse…

Sayfa: 264

kara suç

Romanda, 1990’lı yıllarda Diyarbakır’da işlenen faili meçhul bir cinayetin ardından katilin Diyarbakır’dan Antalya’ya kadar uzanan 995 kilometrelik yolculuğu anlatılıyor. Romanın türü, yayınevinin ön yazısında belirttiği gibi polisiye edebiyatının bir alt türü olan noir polisiyedir.

Kitaptan kısa bir bölüm sunuyoruz;

“En ufak bir ışıltıdan yoksun, soğuk, delici gözleri yüzünün gizli duvarını gördü. Örtüyü üstüne kaldırdı ve aynaya baktı. Aynada yüzüne her baktığında kendine olan güveni tazelenirdi, çünkü kimseye bir şey söylemeyen yüzlerden biriydi onunki, belki de bu yüzden bu göreve seçilmişti, belki de Tanrı bile bu yüzden. ona bu okunmaz yüzü, bu gizemli gözleri verdi ki, dünyaya hiçbir şey söylemesin. “Böylece ona bakanlar bu yüzde hiçbir şey göremesin.”

Okuyuculara saygıdan dolayı bir makale kısa tutuldu.

Kitap hakkında söyleyecek çok şeyimiz var ama meraklı okuyucular için burada bitirmek istedim. Kitapla ilgili tüm detayları verirsek merak duygusunu azaltmış oluruz. O yüzden yapabileceğiniz en iyi şey kitabı alıp okumaktır.

Kitap sayfası için iletişim:

[email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu