İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’den 100’üncü yıl mesajı
Başkan Soyer’den 100’üncü yıl mesajı
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Cumhuriyetin 100’üncü yılı dolayısıyla yazı yazdı. İzmir halkının Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayan Önder Soyer, Cumhuriyetin bugün dünya mazlumları için umut anlamına geldiğini belirtti. Soyer, “Bugün Filistin’de ve dünyanın diğer yerlerinde mazlum milletlerin zor zamanlarında elinden tutan Cumhuriyet’tir. “Bu nedenle Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını İzmir’de gurur ve onurla anacağız, anacağız ve kutlayacağız” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle yazdığı yazıda şu ifadelere yer verdi:
“Bu yıl Cumhuriyetimizin 100. yılını 86 milyon vatandaşımızla birlikte kutlamanın büyük onurunu ve heyecanını yaşıyoruz.
Kurtuluş mücadelesi sırasında üç buçuk yıl işgal edilen bir şehrin halkı olan İzmir halkı olarak Cumhuriyetin bedelini ve anlamını çok iyi biliyoruz.
Cumhuriyetimizin 100. yılında, on yıllık bir savaş ve yoksulluk döneminin ardından canı pahasına vatanını savunan, bu uğurda mücadele eden, yedi cihanla mücadele eden ecdadımızı rahmetle anıyoruz.
Cumhuriyetin kurulması, bu topraklarda egemenliğin kayıtsız, denetimsiz milletin elinde olduğunu tüm dünyaya göstermekle kalmadı. İstiklal mücadelesi sonucunda bağımsızlığına kavuşan Türkiye Cumhuriyeti, tüm mazlum milletlere ilham kaynağı olmuştur. Etkisi kendi coğrafyasının çok ötesine ulaşan insanlığın bu eserini 100. yılında anmamak hiçbir şekilde mümkün değildir.
Bugün Filistin’de ve dünyanın her yerinde, zor anlarda mazlum milletlerin elinden tutan Cumhuriyet’tir.
Bu nedenle Cumhuriyetimizin 100. yılını İzmir’de gurur ve onurla anacak, anacak ve kutlayacağız.
Cumhuriyetimizin kazanımlarını ve maliyetlerini toplumu bölecek şekilde tartışma konusu haline getirenlere şunu söyleyeceğiz…
Neyse ki Anadolu’nun dört bir yanından gelip bağımsızlık mücadelesinde omuz omuza vatanını savunan onbinlerce insan var.
Neyse ki, Gaziantep’te, Şanlıurfa’da, Sakarya Ovası’nda, İzmir’de, bedenini bu ülkeye siper edenler var.
Dünyanın mazlum halklarının umudu var.
Onlar var, Cumhuriyet var!
Yüz yıllık Cumhuriyetimizin bizim için üç büyük anlamı vardır.
Cumhuriyet, egemenliğin kayıtsız şartsız milletimize ait olması demektir.
Cumhuriyetimiz kadının kurtuluşu, kadın-erkek eşitliği demektir.
Cumhuriyet ise ekonomik bağımsızlığımız demektir.
Bu büyük eseri yaşatmak için onu bir gün anmakla yetinemeyiz.
İzmir’deki bu çabamızla Cumhuriyetimizi her alanda güçlendirecek somut adımlar atıyoruz.
Bizim için egemenlik kayıtsız, kuralsız milletindir, mesele sadece beş yılda bir sandık başına gitmek değildir.
Milletin kayıtsız şartsız egemenliği ancak hayatın her anına yayılmış demokrasiyle mümkündür.
Yaklaşık beş yıldır İzmir’i bu unsur ve ruhla yönetiyor, İzmir halkının karar alma mekanizmalarına doğrudan katılımı için somut araçlar ve fırsatlar yaratıyoruz.
Bu fırsatlar sadece oy kullanma hakkına sahip hemşerilerimizi değil, sandıkta oy kullanma hakkı olmayan çocukları, gençleri ve doğayı da kapsıyor. Çünkü demokrasi sadece sesi en çok çıkanların değil, herkesindir.
Cumhuriyet yetimlerin yetimidir.
İşte bu yüzden İzmir Çocuk Belediyesi’ni ve Gençlik Belediyesi’ni kurduk.
Onun için Kent Kurulumuz ve onun içindeki meclisler bizim yol göstericimizdir.
Bu nedenle her İzmir muhtarı benim ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en değerli rehberidir.
Kadınlar cumhuriyet medeniyetimizin temel taşıyıcılarından biridir. Sosyal hizmetin her alanında kadın-erkek eşitliğine ihtiyacımız var. Çünkü kadınların eşit olmadığı sistemler er ya da geç çökmeye, kadın haklarına saygı göstermeyen toplumlar da er ya da geç çökmeye mahkumdur.
İzmirli kadınların önündeki tüm engelleri kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Onların haklı eşitlik talepleri karşısında titriyoruz.
Sonuçta Cumhuriyet ekonomik bağımsızlık seferberliğidir.
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti inşa etmek için iki temel strateji tasarladı. Birincisi kurtuluş, ikincisi ise kuruluş stratejisidir.
Amasya Genelgesi ile kurtuluşa giden stratejiyi uygulamaya başladı. Atatürk, bu süreci Erzurum ve Sivas kongreleriyle birlikte ördü ve 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi ile taçlandırdı.
İzmir’deki İktisat Kongresi’nde ülkenin her bölgesinden çiftçi, çalışan, sanayici ve tüccarla birlikte kuruluşun, yani ekonomik bağımsızlığın yolunu belirledi. Bana göre çağının tartışmasız en güçlü cumhurbaşkanının ortak akla ve ortak vicdana gösterdiği iyilik, bu tarihi olaylardan günümüze aktarılan en büyük mirastır.
Geçtiğimiz Mart ayında Cumhuriyetin ekonomik sütununu oluşturan bu mirası korumanın gururunu yaşadık. Sekiz aylık uzun bir hazırlık sürecinin ardından 15-21 Mart tarihlerinde İkinci Yüzyıl İktisat Kongresi’nde bir araya geldik. Günümüzün çiftçisi, emekçisi, sanayicisi ve tüccarıyla Geleceğin Türkiye’sinin ekonomik ufkuna ilişkin değerli kararlar aldık. Çünkü bunu çok iyi biliyoruz…
Gelecek beklenmez, inşa edilir.
“Birliğin hakim olduğu” bu zorlu süreçte yönümüzü bulmak için Atatürk’ün İzmir İktisat Kongresi’nin açılışında söylediği şu sözler ne kadar değerlidir:
“Arkadaşlar, sizler doğrudan milletimizi oluşturan popüler sınıflardan geliyorsunuz. Onun için siz, ülkemizin, milletimizin durumunu, ihtiyaçlarını, milletimizin özlemlerini, acılarını herkesten daha iyi bilirsiniz. Söyleyeceğiniz sözler; Sanki doğrudan halkın dilinden söylenmiş gibi kabul edilir. Bu en büyük gerçektir.
“Halkın sesi hakkın sesidir.”
Bu nedenle Cumhuriyet her şeyden çok demokrasi demektir. İnsanca ve adil bir yaşamdır.
Cumhuriyet hukukun üstünlüğüdür. Kadın özgürlüğünün garantisidir. Herkesin yaşam tarzına saygıdır. Fırsat eşitliğidir.
Cumhuriyet, bugün dünyada en çok ihtiyaç duyduğumuz kavramdır. “Yurtta sulh cihanda Sulh!” araç.
Cumhuriyet medeniyetler kuran bir toplum olmaktır. Geçmişin ruhunu anlamak, geleceğin ruhuna yön vermek demektir.
Bizi birbirimizden ayıran sebeplerden çok, bizi birleştiren değerlerimiz var.
Cumhuriyet bu değerleri korumaktır. Hiçbir taviz vermeden onları yaşatmaktır.
86 milyon insanla el ele, omuz omuza, büyük bir heyecan ve kararlılıkla bunu başaracağız.
Bu büyük ihtiyaç çok onursuz bir tabiattan doğmuş olabilir.
Kutuplaşmamızdan yardım isteyenler olabilir.
Bunların hiçbiri bizi caydıramaz. Bizi yüz yıllık Cumhuriyet yolculuğumuzdan kimse geri çeviremez.
Yaşasın demokrasi ve barış.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar!”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
caldiranhaber.com.tr